İnsan beyninin, birbirleriyle iletişimi için milyonlarca nöron barındırdığı düşünülürse ne kadar kompleks ve eşsiz bir yapıya sahip olduğu anlaşılır. Beynin yerine getirdiği fonksiyonların anlaşılabilmesi için “nanometre” ölçülerinde nöronlardaki fiziksel etkileşmeleri araştırmamız icap etmektedir. İlk olarak mekanizmayı anlayabilmek için, nöron boyutlarında mikroorganizmalara gereksinimimiz aşikardır.
Tek bir virüs mikrobu, kısa bir zaman içerisinde tespit edilip etkisiz hale getirilmez ise insanı öldürebilir; ama “nanometre” ölçülerindeki mikrop nasıl algılanacak?
İnsan beyninde körlüğe neden olan hasarlı bölgenin yerinin tespit edilip tamir edilmesi çağ açan bir gelişme olacaktır, ancak bu boyutlarda bir nöronu nasıl tamir edersiniz veya onun yerine insan yapımı bir aygıt yerleştirirsiniz?
Canlı memeli nöronları boyunca iletilen sinirsel sinyalleri saptamak, etkisini güçlendirmek veya zayıflatmak (yani beyin faaliyetlerinin elektro fizyolojikfaaliyetlerini denetlemek ve kontrol altına almak) için geliştirilen mikro yapıda “nano teller”, “nanoteknoloji” ve nörobilim arasında yepyeni bir çalışma alanı oluşturacak. İnsan beyni oldukça şaşırtıcı boyutta büyük ve kompleks bir ağ yapısına sahiptir. Her bir sinir hücresi diğer nöronlarla neredeyse 10 bin bağlantı kurmakta ve yaklaşık 100 milyar nörondan oluşan muazzam bir ağ oluşturmaktadır. Bu nöronların oluşturduğu ağı kendisi ile aynı genişliğe sahip elektronik bir ağdan daha üstün işler yapabilir. Hatta ve hatta biyolojik beyin çalışmaları halihazırda görkemli işlevler icra etmeye başlamıştır.
İnsan beyninin faaliyetlerinin elektro fizyolojik olarak ölçümü, bir tek nöronda ve bu nöron ağlarında sinyal iletiminin anlaşılmasında oldukça önemlidir. Yukarıda da ifade edildiği gibi biyolojik beynin muazzam bir ağ yapısına sahip olması, elektronik olarak taklit edilmesi durumunda oldukça işlevsel bir sistemin geliştirilmesine imkan tanımaktadır.
